27 Aralık 2014 Cumartesi

Gerçek Hayata Ait Bir Senaryo: Changeling


İzmir'de yaşayanlar bu günlerde yağmurun şehri nasıl esir ettiğini bilirler. Hoş mevsim kış olunca sadece İzmir değil, birçok şehir yağmur altında... Ben de vaktimi yağmurda yapılabilecek en güzel şeylerden biri olan film izlemeye ayırıyorum bu ara. Mumun loş ışığında dizlerimi polar bataniyemi alıp, üzerine kahve yaptım mı bir de değmeyin keyfime. Dün gene böyle günlerimden biriyken türkçeye çevirisi 'Sahtekar' orjinal adı ise 'Changeling' olan 2008 yapımı bir dönem filmi izledim. Başrollerde Angelina Jolie oynuyordu. Filmin beni çeken kısmı ise gerçek hayatta bire bir yaşanan bir hikayeyi içermesiydi. Film adını 'küçük yaşta değiştirilen çocuklar' anlamına gelen 'changeling' kelimesinden alıyor. Film 1928 senesinde gündeme damga vuran bir olayın vizyona uyarlanmış hali. Filmin baş kahramanı Jolie'nin canlandırdığı Christine Collins dokuz yaşında Walter adındaki oğluyla yaşayan, eşinden ayrılmış bir kadın. Christine dönemin en gözde mesleklerinden biri olan telefon santralinde çalışıyor. İşi dolayısı ile bazen oğlunu evden yalnız bırakan Christine, bir gün işten eve geldiğinde oğlunu evde bulamıyor. Ardından Collins'in oğlunu bulma savaşı başlıyor. Yaklaşık beş ay sonra kendisine ait olmayan bir çocuk kendi oğluymuş gibi Christine'e getiriliyor. Ancak Christine oğlunun kendisine verilen çocuk olmadığından adı gibi emin. Bunu ispatlamaya çalıştıkça 'sorumluluklarından kaçmaya çalışan anne' sıfatıyla suçlanarak, birçok duruma maruz kalıyor. Tüm bu olaylar yaşanırken  Gordon Steward Norhcott adında homoseksüel bir seri katil ortaya çıkıyor. Adamın tüm zevki sokaktaki çocukları toplayarak onları kümeslerde vahşi bir şekilde öldürmek. Filmin finaline doğru ise olaylar arasındaki bağlantılar kurulurken, film sürpriz bir finalle sona eriyor. Yabancı filmlerde çok fazla gözyaşı dökmesem de bu film bir kadın olarak taşıdığım analık içgüdüsünden midir nedir beni oldukça etkiledi. Filmin türüne ise polisiye, dram hatta psikolojik film dahi denebilir. Mahkeme ve idam sahnesi, polisler, medya, tımarhane,  seri cinayetler gibi ilgi çekici birçok unsur bu filmde buluşmuş. İster istemez içine çekiyor insanı. Filmin ardından keşke beyaz perdede izleseymişim pişmanlığını yaşadım.

Filmin başrolüne ise Angelina Jolie cuk oturmuş. Zaten filmin yapımcısı da hem günümüze uyacak kadar modern hem de 1920'li dönemleri yansıtacak kadar eskiye ait bir yüze sahip olduğu için Jolie'yi başrole uygun bulmuş. Ayrıca Changeling 2008 senesinde Cannes film festivalinde de gösterilmiş.

Gerçek hayattan uyarlama filmlerin ardından huyumdur, filmin gerçek hikayesini araştırırım. Changelling filminde de gerçek hikayeye ait kişilerin profilleri ile oyuncuların birebir benzerliği filmin diğer etkileyici bir boyutu olmuş. Uzun lafın kısası dram ve polisiye severlerin bu filmi heyecan verici bulacağına inanıyorum. Şimdiden iyi seyirler.



3 kişi ahkam kesmiş:

İki Kum Tanesi dedi ki...

Güzel bir öneri. Listeme aldım teşekkürler.

Sever dedi ki...

Not aldım:)

Deniz dedi ki...

Film listem böyle böyle kabarıyor :)